google-site-verification: google5de5c95d93b82466.html
top of page
Yazarın fotoğrafıBuşra Doğru

Bazı İhtimaller, Mümkünler ve Aile

9.08.23

(Not: Altta yer alan görseldeki şarkıyı dinleyerek okumanızı tavsiye ederim. Ben, öyle yazdım en azından.)


Yaşam, tam olarak ne zaman diğerlerinin yaşamı kadar kolay olacak? Zorunluluklarımın, cehennemden hallice olması ne zaman son bulacak? Bilmediğim şeyler üstüne ahkam kesmek istemiyorum ama bildiğim şeyleri de artık bilmek istemiyorum. İyi aile nasıl olur? İyi anne-baba nedir? Saygı aile de mi öğrenilir? Sevginin ilk tohumlarını anne-baba mı atar? Şahsi olarak problemi olan biriyim “aile” kavramıyla. Tolstoy’un dediğine katılmıyorum. Mutsuzluğun bin bir çeşidi yok. Mutsuzluğun çeşidiyle de ilgilenmiyor zaten insan mutsuz olunca. Aile birinde yaraysa, çeşidinin önemi olmaksızın zor kapanıyor.


Çocukluğumu pek hatırlamıyorum. İçimde bir boşluk var, kendim doldurmaya çalıştığım. Sanırım 5 yaşımın boşluğu. Neyin eksikti küçük? Söyle artık… Yetişkin halinin büyümesine izin ver. Küçücük odayı, tek başına kocaman dünyan yaptın. Hatta hatırlar mısın övünürdün bununla? Sonraları çıktı acısı. İnsanlarla birlikte yapman gereken her şey içine dert oldu. Nasıl yapacaktın? Nasıl anlaşacaktın? Hem zaten onlar seni anlamazdı ki… Hem onların kesin arkadaşı vardı, birlikte yaparlardı, seni dışlarlardı… Aman, dışlamaları önemli değildi zaten sen onlarla olmayı istemiyordun ki… İhtiyacın yok onlara! Özür dilerim küçük, ihtiyacın var onlara. Yetişkin halin, senin bu “ihtiyacın yok onlara” savunmana dayana dayana iflahını gevretti kendisinin. Düştüğü zamanlarda yardım istemenin ne demek olduğunu bile bilmiyor. Sevincini paylaşmayı ayıp sayıyor. Ağlamak? E zaten… Kendini banyoya kilitleyip sessizce ağlayan haline selam veriyor, kampüs yolunda kaldırıma bir anda oturup hıçkıra hıçkıra ağlayan halin. “Ben başarılı biriyim.” diye ağlıyor. Kendi değerini başarıyla ölçmeyi kim bu kadar sıkı sıkı öğütledi sana küçük? Başkaca bir değeri kabul etmeye dahi küçümseyerek bakıyorsun. Oysa aklın biliyor gerçeği, tek ölçüt, İYİ İNSAN OLMAKTIR. Öğrettin çünkü aklına. Saatlerce, günlerce okuduğun kitaplarla öğrettin. Ailene rağmen aklının sınırlarının dışına çıkıp kendi çizgilerini çizdin.

Ancak, sen ne kadar aklının sınırlarının dışına çıkmış olursan ol; evin içinde ol-

duğun sürece uzakları özlüyor için küçüğüm. Görülmeyi arzulayan tarafın yok olmayı istiyor bu evin içinde. Duyulmayı isteyen halin kulaklarını tıkıyor tüm kırıcı, kaba kelimelere. Oysa sen biliyorsun, başka bir hayat mümkün. Oysa sen yine biliyorsun, başka bir hayatın ihtimali bile mümkün değil. Fakat ben de biliyorum, mümkün olmayan ne kadar olasılık varsa mümkün olma ihtimallerini tutacaksın ceplerinde. Tüm bu karmaşanın ortasında aklını yitirmeyip bir gün kendi hayatını kurmak için, ceplerindeki gidebilme ihtimallerine tutunacaksın. Gidebilmek, özgürlük... Gidebildiğin kadar kendinsin, gidebildiğin kadar özgür. Nefes alamadığın zamanlarda, elini cebine atıp parmaklarınla sıkıca kavrayacaksın gidebildiğin başka mümkün hayatları. Yeniden hatırlayalım ve hatırlatalım öyleyse, bu defa hep birlikte:


“Beni büyütemeyen ve kendi kendimi büyütme mecburiyetinde bırakan herkesten başka türlü mümkün hayatları alacağım var!”


KAYNAKÇA



59 görüntüleme0 yorum

Son Yazılar

Hepsini Gör

Comments


bottom of page